27 Kasım 2011 Pazar

Su.

   Göz yaşlarımın içime doğru aktığı bir dönemdeyim. Bir ağlasam, nefes almaya başlayacağım tekrardan şu tek odalı hayatımda. Ama parmaklıklar var sanki gözlerimde, ne görebiliyorum ne ağlayabiliyorum. Kilit vurdular tüm duygu ve düşüncelerime. Anahtarı bulmak için de yol ayrımına koydular beni, binlerce farklı yolun olduğu karman çorman bir yol ayrımına... Ne bir harita var ne de bir pusula.

   Ama benim seçtiğim hiçbir yolun bariyeri yok ölüme. Hızlı da gitsem yavaş da gitsem, en mükemmel tercihmiş gibi bakıyor bana en diplerden. Nasıl huzurlu görünüyor ona sarılmak... O kadar sessiz, o kadar sakin ve masumca bakıyor ki bana. Ne ben konuşabilirim orada ne başkaları... Ölümün güzelliği de bu gibi geliyor bana, yaşamda bulamadığım yegane güzellik: sessizliği bozacak bir "başkası"nın olmaması.

   İçime doğru akıtıyorum göz yaşlarımı. Tek odalı hayatım dolup taşıyor göz yaşlarımla. Kapıyı açtıklarında iş işten geçiyor. Kendini, göz yaşlarıyla boğmuş bir kadın cesedi düşüyor üzerilerine. Gülümseyen bir kadın cesedi...

1 yorum:

  1. gözyaşlarını içine akıtarak yalnız olduğunu sanıyorsun, ama aslında değilsin. çünkü bu yorumu yazan da gözyaşlarını içine akıtıp gülümsemesini dışa yansıtmayı sürdürüyor. onu ısrarla anlamayanlar da dahil, herkese gülümsemesini sürdürüyor. zaten içimize akıttığımız olaylar, genel olarak önüne geçemediğimiz, aniden olan olaylar. canımızı acıtmasına engel olamadığımız olaylar. ağlamak istemeyip, kendimize hakim olamadığımız olaylar.

    bazen içine akıtmak güzel bir göz yaşını, onu böyle kıymetli hale getirmek güzel; çünkü ilerde birçok göz yaşımızdan önce içimize akıttıklarımız geliyor, kimseye anlatamadıklarımız... bunun olması güzel, çünkü içimize akıttığımız göz yaşları bize yeni yollar çiziyor, bazen yolun rotasını değiştiriyor, bazen de gittiğimiz yolun ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.

    içimize akıttığımız göz yaşı aslında bizim en büyük sırrımız. içimize akıttığımız göz yaşını içimizden başkasının içine akıtabildiğimiz anda o kişiyi bulduk demektir bence, içimizden ağladığımızı anlayan kişiyi bulduğumuz anda o an geldi demektir.

    her ne kadar böyle önemli olsa da, benim senin-benim ve aslında bizim gibi olan herkes için tek dileğim, çok az olması. hiç olmaması değil, çünkü dediğim gibi bize güç veriyor; ama az olsun, öz olsun.

    sen yazmaya devam et, ben çoğu zaman senden benden bizden diye düşündüğüm yazılarını içimde garip bir huzur oluşarak okumaya devam edeceğim..

    YanıtlaSil