29 Nisan 2012 Pazar

Sugarless.

Nedensiz, pek bir sevdim bu şarkıyı.

28 Nisan 2012 Cumartesi

Hissizim.

Dansı bilmem, ama şarkı çok iyi.

   Hissizim. Herkese karşı hissizim. Konuşmak bile bu aralar o kadar anlamsız geliyor ki bana. Ağzımdan çıkan her bir kelimenin, anlattığım her bir hikayenin bendeki anlamı o kadar büyük ki, paylaşırsam, anlamayacaklar, onların kelimeleri arasında kaybolup gidecekler diye korkuyorum. "Gereği yok" diyorum, "sus i, bir anlamı yok kendini anlatmanın. Sen anlatmadan da seni anlayacak birileri bir gün nasılsa. Kelimeler çok değerli, senin kelimelerin senin için çok değerli. Değersizleşmesine izin verme ve sus. Dinle sadece. Ruhuna yeni kelimeler kat. Diğerlerinin hayatlarını kafanda yaşa onlarca kez. Memnun ol bundan da. Her bir hayatı, bambaşka ve farklı hallerde yaşa içinde."

   Hissizim. Herkese karşı hissizim.
   Ama o kadar çok hayat var ki içimde... Bazen hayat beni boğuyor. Tutunamıyorum. Ellerim acıyor. Canım acıyor. 

   Gözyaşlarım... 

   Evet, hissizim.
   Yalnızım ve hissizim. 

   Kapalı bir hava hakim bedenimde. Yer yer yağışlı... Güneşi göremiyorum. Deniyorum, ama göremiyorum. Boş bir duvara bakıyorum. Sessizlik var, tek bir tık bile duymuyorum. Mutluyum. Ama her geçen gün, tek tek geçen o anlayamadığım her geçen gün, öldürüyor beni. Alıyor benden bir şeyleri. Geriye getiriyor mu, yerine bir şey koyuyor mu, bilemiyorum.

   Hayata boğuldum. Nefes alamıyorum. Hissetmiyorum artık bedenimi. Asılı kaldım ruhumun derinliklerinde, hareket edemiyorum. Ve kalbime sancılar giriyor. Yavaş yavaş ölüyorum. 

   Yeniden doğabilecek miyim, bilemiyorum.

26 Nisan 2012 Perşembe



Bu aralar geleceğe dair tek kaygımın, ertesi gün havanın nasıl olacağı olduğunu fark ettim.
Sanki güneşli ya da yağmurlu olması, benim için çok önemliymiş gibi...

18 Nisan 2012 Çarşamba

Kendimi zaman zaman, temiz çoraplarımla fark etmeden banyodaki su birikintisine basmış gibi berbat hissedebiliyorum. 
Neyse ki bu aralar, çoraplarımı değiştirmeye mecalim var da, iyiyim. 

17 Nisan 2012 Salı

Trust No 1 - Missing Peace 
Beni alıp götürüyor bir yerlere, ama çözemedim nereler.
İyi geliyor ziyadesiyle. 

15 Nisan 2012 Pazar

.



    İçimi oyuyorlar. Gereksiz ne varsa atıyorlar. Kırıyorlar, kazıyorlar, yıkıyorlar, iyi de yapıyorlar.
    Ama içimde o kadar çok boşluk var ki şimdi... Dolduramıyorum.

   Hayatımın temellerini sarstılar. Her şey yıkıldı, her şey anlamsızlaştı. İşte bu yüzden artık yaklaşamıyorum kimseye. O kadar uzağım, soğuğum ki...  

    İçim sıkılıyor. 
   Bütün gün yataktan çıkmamak, 18 saat uyumak, 12 saat film izlemek, saatlerce kitap okuyup sızmak, tek başına dakikalarca yürümek... Daha anlamlı, o kimselerle birlikte olmaktan. Yoruyorlar beni, sömürüyorlar, çekiyorlar enerjimi. Suçlamıyorum da. Değiştim ben, değişmeyenlerin arasında. Çok değiştim, değişmeyi çok da istedim. Yeni kendimle mutluyum sanırım. Ama o kadar kendimleyim ki, insanlara yaklaşamıyorum. Kaçıyorum.

   Bir yandan da o kadar istiyorum ki, elimden tutsun biri. Fena olmazdı yalnızlığıma küçük bir ortak dahil etsem. Sonra bir korku kaplıyor her yanımı. İşte o anda fark ediyorum, bir birlikteliği sona erdirip yalnızlığa düşmek daha kolaymış, en zoru; yalnızlıktan çıkıp bir birlikteliğe kucak açmakmış.

   Boşluklarla doluyum. Bir türlü tam olarak dolduramıyorum. 
   Kendimi bir bardak olarak hayal ediyorum. Boş tarafına mı odaklanmalıyım, dolu tarafına mı, bilemiyorum.

12 Nisan 2012 Perşembe

Sun Kil Moon


Dünyadaki tüm güzel sesli kadın ve erkeklerin şarkılarını dinleyip 
çılgınca başkalarıyla paylaşmak istiyorum.

6 Nisan 2012 Cuma

Geçen gün twittera "mutluyum lan." yazmışım. Şöyle bir bakınırken gözüme çarptı. Okuyunca da mutlu oldum.


"Mutluyum lan." cümlesi, sebepsiz mutluluğu anlatır bana. Yani mutlusundur. O kadardır işte. 
Yıllardır mutlu olmak için sebep arayan bu bünyemin yorgunluğuna, son günlerdeki bu sebepsiz mutluluklar pek iyi geliyor.


Hayatta her zaman "çünkü"lere ihtiyaç yok sanırım. 


O zaman gene tekrar edeyim.
Mutluyum lan.