16 Kasım 2011 Çarşamba

Kıymık.


   Parmağıma batan bir kıymık gibisin. Rahatsız ediyorsun, ama çıkmıyorsun. Zamanla daha da derinlere girip dolaşıyorsun tüm vücudumu. Damarlarımda yol alırken, canımı acıtıyorsun. Senin için vücudumda akmak önemli olan, bedenimi tanımak istiyorsun çünkü. Salt bedenimi tanıyarak beni anlayabileceğini sanıyorsun. Varlığımı bir et yığınına indirgiyorsun. Üstelik her bir kan damlasının hareketinde öldürüyorsun beni. 

   Fark etmiyorsun ama, garip geliyor işte o bana: Ben ölürsem, bir et yığının içinde çürümeye mahkum olacaksın sen de.

1 yorum: