21 Kasım 2017 Salı

Benim evim…

Sevgili m. bugün bana bir dergi hediye etti. Dergi 5 sayıdan oluşuyor ve “benim evim …” (my home is …) diyerek boşluğu tamamlamaya çalışıyor. Dünyanın her yerinden çeşitli sanatçılar, bu boşluğu kendi deneyimleri doğrultusunda tamamlamaya çalışıyor. Okuduğum sayı, “benim evim tapılası bir karışıklık”tı. Ne kadar manidar geldi, elime özellikle bu sayısının geçmiş olması, tapılası bir karışıklığın ortasında dururken ben.

Ev nedir? Bir yeri ev olarak neye göre tanımlayabiliriz? Kimisi için huzur bulduğu yer, kimisi için yalnız kalabildiği ya da sadece sevildiğini bildiği bir yer…

Ama her şeyden öte “ev”, bir aidiyet hissiyatının bir tezahürü sanki. İnsan bir yere ait hissetmeye başladığında, “evim gibi” der mesela. Çoğu zaman ev, dış dünyadaki tüm ait olma çabalarımızın son bulduğu, doğalından/doğuştan/otomatik olarak ait olduğumuzu hissettiğimiz bir yer gibi.

Sadece bir nesne olarak düşünmemek lazım evi. Dört duvar arasına yerleştirilmiş sevimli/gösterişli/konforlu eşyaları ve iyi/kötü anıları barındıran bir kutucuk değildir ev. Aksine ev, kendi içinde var olan koca bir dünyayı akıtabildiğin bir alandır. 

Mütemadiyen yerleşik olduğun yer de ev değildir mesela. Gittiğin her yeri biraz ev bellersin zamanla. Çünkü ruhun bir yere ait olmak için çabalar, hayatta kalabilmek için. Ruh’un bu hayatta kalma mücadelesinde, zamanla her gittiğin yere biraz biraz ait olmaya başlarsın, her tanıştığın kişiye, her dokunduğun hayvana, sokaktaki dilenciye, uyandığında gördüğün ağaca, soluduğun havaya, yaşadığın acılara… Var olmak ve bu var oluşu sürdürebilmek için ait olmamız gerekiyor soyut ya da somut bir varlığa. Bu yüzden “ev"leri icat etmişiz sanki. 

Daha çok ev alıyoruz, daha çok kök salalım ve daha da ait olalım her bir toprak parçasına diye. Sanki daha fazla ait olursak, ruhumuz daha az incinir daha da güvende olurmuş gibi. Ama olmuyor işte, kolay kolay ait olamıyorsun tek bir şeye. Bölünüyor ruhun, her bir parça ait oluyor bambaşka yerlere.

Şimdi soruyorum ben de kendime,
her gece yatıp uyuduğum yer midir evim, 
her gece yatmak zorunda olduğum yer midir,

yoksa her gece yatıp uyumak istediğim yer mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder