26 Ekim 2013 Cumartesi

 
 
Hayatın bana zorla dayattığı değişimi, iliklerime kadar hissediyorum bu aralar.
Radikal değişikliklerin ortasında buldum kendimi. Dilediğim gibi çizebildiğim, boyayabildiğim bir hayatım yok sanki. İpler Tanrı'nın elindeymiş de sanki, kukla gibi oradan oraya gidiyormuşum gibi.
 
Mutluluk-mutsuzluk arasında sürekli gelgitlerdeyim, hangisinde duracağım önemli değil, yeter ki sabitleneyim artık.
 
Kendimi, kendi evimde, kendi hayatımda o kadar yalnız hissediyorum ki. Nerede dursam olmuyor, eğreti oluyorum. Başkalarının hayatında ise zaten ait hissettiğim bir hayatım yok.
 
Aslında en doğru cümle şu sanırım: Hayatım yok!
 
İnsanların kendileri için kurdukları kabukları aşmaya çalışıyorum. O kabukların tırtıklarına tutunmaya çalışıyorum. Yok, aitlik duygusu artık yok.
 
Her şeyi, tüm sorumluluk ve rollerimi olması gerektiği gibi yerine getiriyorum. O kadar.
 
Yalnızlıktan, yapayalnızlığa terfi edildim. Düzen ve huzur istiyorum. Belki birazcık da anlayış...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder