2 Ekim 2012 Salı

Eve Dönüş.

    Sonunda evimdeyim.

   Bir ay çok çabuk geçti benim için. Hatta hiç gitmemiş gibiyim. Bütün bir ayı, sanki sadece dün geceki rüyamda gördüm ve odam da açtım gözlerimi. Gerçi değişen çok şey olmuş burada. Herkesin hayatı çalkantılarla dolmuş. Ben de değiştim şüphesiz. Ama kendimi iyi hissettiren bir değişim bu. Gitmeden önceki buhranlı i'nin yerini, huzurlu bir i aldı. 

   Dönmek çok zor geldi buraya. Fakat bir yanda da sevdiklerimi duyduğum özlem vardı. İkilemde kaldım aslında hep bu yüzden. Gene de dönmek, güzel bir duygu. 

   Aslında tek başıma bir aylık bir tatil yaptım Xylokastro'da. Kendimi, sevdiklerimi, ilişkilerimi, hayatımı çok sorguladım oradayken. Buraya döndüğümde beni bekleyen sorumluluklar, orada düşündükçe gözümü korkutmuştu. Ama sonra bir şey oldu ve ben hayattan zevk alan, sorumluluklarımı üstlenebilecek, bazı şeyleri umursamayıp oluruna bırakmayı tercih eden bir insan haline geldim. Tüm endişe ve korkularımın, sadece beni mahvettiğini gördüm. 

    Değiştim. Güzel değiştim.

   Çok tatlı, çok sevdiğim insanları bıraktım orada. Ağladım dönerken, evet. Eve dönme istediği gene de hep içimde bir yerlerdeydi. Beni Ankara'ya bağlayan çok şey var. Fakat, dünyanın neresine gidersem gideyim, yaşama içgüdüsü misali, mutlu olmak için bir şeyler yapabileceğimi keşfettim. Yani şikayet etmek yerine, kendimi orada kaybetmeyi, huzurlu olmayı seçtim. Tek başınalığın keyfine vardım.

  Ve bir de, sevgiliyi pek özledim. 
  Hava alanında ayrılırken ondan, son kez öperken onu, bu kadar özlemle dolacağımı ben bile tahmin etmiyordum. Şimdi burada değil O, gelecek yakında. Bekliyoruz hep birbirimizi, hayatın akışında. Kavuştuğumuzda hissettiklerimizi ise hiçbir şeye değişmem.

   Kısacası, her şey yolunda. En azından benim için yolunda. Mutluyum, daha ne diyeyim ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder